Tuesday, June 28, 2011

Twitter

Buraya bir tek kafam cok atarsa, uzun birsey yazmak istersem falan post ederim, simdilik daha cok Twitter'a gecmek istiyorum. Hadi bakalim.

Yok lan vazgectim, bir saat twitter'da kaldim, cok canimi sikti. Deaktive ettim aninda. Oyle her an ne yaptigini yazmak, sikilinca sarki sozu, filmlerden quote falan yazmak bana gore degilmis. Sacma geldi, ben aklima estikce buraya yazmaya devam ederim ya daha bana gore.

Twitter

Blogger kafayi yedi, zaten yasakliyorlar her yerde. Bende cok yazamiyorum, useniyorum. Direk Twitter'a gecip oradan yazicam herseyi.

Ilhan Mansiz

Mutullah'in postundan sonra ne yazsam olmaz ki simdi? Ne yazsam o bohem, o idiosyncratic tonun altinda yavan kalacak. Adam Yilmaz Ozdil-Milan Kundera karisimi bir masterpiece yaratmis son postunda. Ama bana oyle bir ilham, oyle bir heyecan verdi ki son bir kez daha geri donuyorum. Ilhan Mansiz gibi olduk ya.

Ilhan Mansiz demisken, simdi Emenike'nin yerine Karabukspor'a alsak o eski iyi, kuvvetli haliyle, ne is yapardi? Senegal'e iyi yapistirmisti. Senol Gunes de babacan, efendi adam, degerini bilemedik edebiyati falan filan...

Galatasaray, niye Forlan, Drogba, Reyes pesinde kosuyor anlamiyorum. Alirsin almasina da yani Turkiye Ligi ve Turkiye Kupasi'nda oynamak icin o yastaki adama o parayi vermenin ne anlami var? Hala anlayamadilar oyle bir bok olamadigini bizimkiler? Besiktas'ta Quaresma, Simao, Guti falan var, ne oluyor, hic biri oynuyor mu Avrupa olmadiktan sonra. Bu sezon gonder Sarp'i Ayhan'i Servet'i al genc yerli yabancilari. Ilk 3'e gir, Avrupa'ya git, ondan sonra al istedigin yildizi. Besiktas hala 13 yabanciyla antrenman yapiyor, Fink'i Tabata'yi gondermey calisiyor. Sadece komik ve aptalca. Bizimkilerden o yuzden bir bok olmaz yine.

Monday, June 27, 2011

Onda bunda sundadir

O kadar uzun suredir yazmiyorum ki blogun varligini unuttum sayilir. Ama bu aralar bilgisayar basinda cok zaman geciriyorum ve aklimda biriken herseyi internet coplugune dokmek icimi rahatlatir diye dusunuyorum. Zaten su an sikintidan yapicak birsey bulamiyordum, iyi oldu. Valla her gun evde otur ise basvur, staj icin calis falan filan, nasil baydim evde anlatamam. Ben ve dusuncelerim boyle oturuyoruz su an. Sabah 6’dan beri ayaktayim ve sanki su an saat aksam 8 gibi hissediyorum. Neyse…

Tavsiye ederim: Women’s World Cup. Megerse Japonya bayan futbolunun Barcelona’siymis. Yuzde 67 topla oynama orani var gercekten. Bir 8 numara var valla ben diyim Xavi sen de Derin Olpak. Frikikten takimini one geciren cok seksi bir gol atti. Yeni Zelanda cok fena bir takim da Japonya Besiktas’I yenebilir. Bir de macin Finlandiyali hakem trio’su fucking smoking hot. Spiker’de gaf ardina gaf altima sicicam (siciCem) gulmekten. “double teamed and dispossessed”, “almost sneaked in the backdoor”, “Sandwiched between two players and knocked up” ‘nuff said.

Harrison Ford’da fena aktor degil aslinda.

Bazi kadinlar kisa sacla o kadar seksi oluyor ki.

Kendimin ikiyuzlu ve vefasiz biri olduguna inanmaya basladim. Oyle hissetigimden degil ama bazen oyle davranislar sergiliyorumki utaniyorum. Boyle davrandigim herkesten ozur diliyorum! Gercekten sizler icin herseyi yaparim ve her kimseniz sizi seviyorum. (Direkt olarak kimse icin yazilmamistir, eger sizi hic boyle hissetirdiysem, kendiniz icin sayin. Size bagli.) Ama bak yalan soylemem (arkadaslarima) o yanimi severim.

“Don’t let anybody tell you who you are” az once bir filmde. Tam noktaya isabet yani. Bir de “unhappy people do reckless things” var, buna da bayildim.

Yalan soyleyen, aldatan kadinlardan igreniyorum. Kimsenin baskalarina bir musvedde kagit gibi davranmaya hakki yok.

Isyanim yaradana.

Bu arada yarin ilk 11 baslamasi beklenen Meksika kalecisi 16 yasindaymis. Vay be. Helal olsun ne diyeyim.

Galatasaraylilarin Drogba ve Forlan’in geliceklerine inanmalarina guluyorum sadece. Cok uzucu. Forza Stancu bu sene.

Beni her zaman mutlu kilan ve mutlu kilacak guvendigim tek sey insanlarin iyilik potansiyeli. Bence her insan degisebilir. Inanin yeter.

Kafam bir milyonken Koc’ta izledigimiz “Pay it Forward” filminin temasini bir dine (aslinda pek organize din mantikli degil, hayat felsefesi diyelim) cevirmeye karar verdim. Buna tum kalbimle inaniyorum. Hic kimse zorlamadan isteyerek birine yardim edin. Bakin yakin gelecekte bu size donecek. Herkes her gun baska bir insan icin bir iyilik yapsa Dunya ne kadar iyi bir yer olur.

Biraz komutan’imsi ilerliyor bu yazi ama artik forgive me. Thank you brah!

Dunya’nin en iyi arkadaslari;

Kafana toprak parcasi atilinca yanina gelmeden once kahkalar atar,

Arayip sormayanlari unutmaz ve biraktigi yerden devam etmeye hazirdir,

Bicaklansa bile hali sahaya gider,

Onunu goremeyen ve heryere kusanla dalga gecer ama koluna girip eve goturur,

Evlerinin kapilarini her zaman sana acar,

Her kimya lab report’unu sana e-mail atar,

Telegozu kirip yakalaninca sinifin karsisinda beraber dururlar,

Kirik kolla bile sizi yalniz birakmazlar,

Sahada kosamasaniz bile sizi takimda tutarlar, sensiz daha iyi olacaklarini bilselerde,

Kiz arkadasina kufur etsen bile seni affederler,

Sabahin 11’inde bile seninle sinemaya gider,

Garip bir barmen’in ilginc ickilerini dener,

Yabanci arkadaslarini Istanbul’da gezdirir,

Hatta benzinciden oyuncak bile alir,

Seni hic bir zaman yalniz birakmaz,

Cok seviyorsun diye oglen cacigini sana verir ama manti makarnani almaz,

Pyramid’de atarinin parasini verir,

Nargileni acar,

Istatistik tutmayi ogretir,

Barmen tuzaklarina dusmeni engeller,

Senin icin en iyi olani senden iyi bilirler.

Unconditional love.

S1mone filmini ilk defa bastan sona izledim. Nedense bana cok hitap etti. Insan ve grup psikolojisini inanilmaz analiz etmis kim yaptiysa. Bazen insanlardan nefret ediyorum. Niye bu kadar salak, yuzeysel, yalanci ve kotu kalpli insan var anlamiyorum. Kesinlikle izleyin bence. Nedense boyle nerede haksizlik ve caresizlik varsa boyle tansiyonum yukseliyor ve birseyler yapasim geliyor. Yerimde duramiyorum.

Amerikalinin ailesiyle yemege gidersin o masanin bir ucuna oturur ve seni anne babasiyla basbasa birakirki kendi rahat etsin. Bu yuzden bazi (!) Amerikalilara katlanamiyorum. Agzina sicar birakir ondan sonra senin arkadas olamam der. Iki hafta sonra sanki hicbirsey olmamis gibi bir de salak bir mesaj atar ‘hava da bugun cok guzel’ gibi bisey. Kimseye beddua etmedigim gibi ona da etmiyorum. Hayatta basarilar dilerim. Ben birsey kaybetmedim ama senin icin aynisini soylemem. Ben ne de olsa basarili olacagim. Bunu biliyorum.

Ee tabii gelecek, is ve basari demisken Dunya’nin en iyi ailesine de tesekkur etmek lazim. Insan hakikaten ne kadar kizsa da bazen kotu sozler soylese de aile gibisi yok. Hersey icin cok tesekkurler. Annesiz babasiz buyuyenlerin ne kadar sanssiz oldugunu insan gec anliyor.

Iran da Turkiye’yi vuracakmis. Pipi ister arkadas. Ya aslinda saka bir yana bu Arab Spring falan derken bize yakin bir yerde savas cikarsa tum arkadas ve kardeslerimi yanima beklerim. He tabi filmlerde yasamiyoruz: oyle “kacmak yok”, “hadi sipere” falan lafta kolay ama gercek olursa valla askere gidecegimi zannetmiyorum. Bunu tabi Amerika’dan soylemek kolay. Turkiye’de olsa giderdim heralde.

Zorunlu askerlikete biraz 14. Yuzyil degil mi sahi, isteyen gitsin kardesim sana ne. Hem isteyen giderse daha iyi ve kaliteli ordumuz olmaz mi?

Orhan Sam’i da 4 senedir istiyordum iyi oldu.

Falling Skies, HBO’nun yeni dizisi bence takip edin.

X-men’in yeni filminde Xavier’I kim oynuysa aksani efsaneee.

Amerika’nin bayan futbol takiminin kalecisi inanilmaz guzel!!! (Su an roportaji var, o kadar da guzel degil ama gozleri kalbimi deldi gecti.)

Calistigim organizasyonda bir stajyer ver adi ‘Bokum’. Telefonda konusurken ‘Turk musun?’ diye sordu, ondan sonra ‘Bana sen Bo de’ dedi. Sharted myself straight up.

Az once ESPN’de ‘say no to racism’ reklaminda Hakan Sukur vardi. Ne alaka cozemedim. Bence ‘serkan is my girl’ sarkisi Turklerin Avrupa’da neden nefret edildigini anlatan guzel bir video.

Dunya’nin en cirkin insani ol, Ingiliz, Guney Afrika veya Yeni Zelenda aksanin olsun gonlumde 10 puan yukselirsin.

Gecenlerde gonullu olarak orta okul macina hakemlik yaptim. Galiba turnuva tarihinde ilk geri pas calan hakem olarak tarihe gectim. Yalniz cozemedigim olay su: orta okul yasinda cocuklar neden geri pas kuralini bilmiyorlar. Herkese ogretmek zorunda kaldim. Interesante.

Cok uzadi ama icimi dokmus oldum neyse burada keselim cunku Meksika-Ingiltere maci baslamak uzere. Kaleciyi izleyin!

Gamze de kizlara cok yakisiyor.

Never stop believing…