Saturday, May 29, 2010

Eurovision

Dunyanin pek onemsemedigi bir yarisma olsa da, benim her zaman ilgimi cekmistir. Sarkilari tek tek dinlemek, oylamalari beklemek hep hosuma gitmistir. Bugun de ayni seyi yaptik hep beraber.
Ilk izledigimde Azerbaycan, Turkiye, Gurcistan, Almanya ve Danimarka beslisini on plana cikarmistim ve Manga'nin kazanma ihtimali oldugunu dusunuyordum. Normalde pek sevdigim bir grup olmasa da sarkilari ve sahne sovlari hosuma gitti gercekten. Ve bence basarili da oldular 2.lik gibi bir dereceyle.
Azerbaycan ve Ermenistan'daki ablalarimiz cok hosuma gitti gercekten, o Ermeni ablanin gogusler damga vurdu zaten yarismaya. Almanya'nin sarkisini da sevdim, o hatun da fena degildi.
Yalniz her zaman Eurovision'da on planda olmasina ragmen, bu sene ozellikle kari kilikli erkekler, escinseller cok revactaydi. Hele Sirbistan'in bir sarkicisi vardi ki cinsiyetini hakikaten cozmem bir kac dakika aldi. Bu sene sarki kalitelerini daha dusuk buldum sahsen, gercekten kotu sarki sayisi cok fazlaydi.
Siyaset, komsuluk iliskileri laflari da fazla sikmaya basladi artik, sonucta her zaman hakeden kazaniyor bakildigi zaman, ben bir haksizlik oldugunu dusunmuyorum. Gectigimiz senelerde hep sonunculuga oynayan Almanya'nin, kaliteli bir sarkiyla katildigi sene kazanmasi da bunu gosteriyor. Hic tartismasiz Balkan, Dogu Avrupa ve Kuzey Avrupa ulkelerinin bir avantaji var oylamada, ancak ben Ingiltere ve Irlanda disinda her ulkenin iyi bir sarkiyla kazanma ihtimali olduguna inaniyorum, Almanya da bunun ornegidir.
Manga'ya tekrardan buyuk tebrikler, seneye Grup Hepsi katilsin, birincilik garanti.

Hiddink'li Turkiye

Oncelikle belirteyim Ridvan Dilmen'in mac sirasinda ve sonrasinda yaptigi yorumlari ve elestirileri kendisine yakistiramadim, en begendigim spor yorumcularindan biri olmasina ragmen cok yersiz ve sacma sapan elestirilerde bulundu Hiddink'e karsi. Ozellikle Fatih Terim doneminde kendisine toz kondurmayan birinden Hiddink gibi bir hoca hakkinda boyle seyler duymak cok uzucu. Ridvan'in bu macin bir hazirlik maci oldugunu ve kazanmaktan daha onemli seyler oldugunu bilmedigini sanmiyorum ancak daha simdiden elestirilerle Hiddink'in kuyusunu kazmaya baslamasi hic hos degil.
Arda Turan hazirlik maclarinda cok istekli ve hirsliydi. Ayni zamanda cok etkiliydi. Genelde hic begenmedigim bir oyuncu olmasina ragmen beni cok sasirtti. Hem gol yollarinda etkili, hem driplingleri iyi, hem de cok akilliydi.
Bir oyun sistemi oturtmaya calisiyor Hiddink, hizli ve driplinglere dayali, kanat oyuncularimizi on plana cikaran bu sistemde Arda Turan, Volkan Sen, Tuncay, Sercan, Kazim gibi oyuncularin onemi oldukca fazla. Ancak Tuncay beni hayal kirikligina ugratmaya devam ediyor. Ingiltere'ye gittiginden beri bir turlu istedigim ve bekledigim gelisimi, patlamayi saglayamadi Tuncay. Cok farkli, daha akilli bir oyuncuya donustugu kesin ama verimliligi de ayni sekilde azaldi bence.
Sahsen 2012 ve gelecek icin cok umutluyum, Hiddink'te sabredilmeli ve ona guvenilmeli, cunku iyi bir jenerasyonumuz var ve bundan da yararlanmaliyiz.

Sunday, May 23, 2010

Iki Ozel Adam


Futbolu bu adamlar icin seviyoruz iste. Jose Mourinho gercekten "The Special One", boyle bir taktik zeka ve hirs olamaz. Aslinda o cok sisik ego'sunun altinda her zaman kendine ve takimina guveni yatiyor ama asla takiminin haddini de unutmuyor, takiminin neyi basarip neyi basaramayacagini cok iyi biliyor ve buna gore futbol oynatiyor. Sistemle, topa sahip olmayla kafayi bozan futbol yorumcularina da futbolu tekrar ogretiyor adeta, yari finalden sonra finalde de kapandi, daha az topa sahip olan tarafti, ancak isi bitiren Inter oldu. Robben'i kilitlemesi, ortasahayi kalabalik tutmasiyla takdire sayan bir galibiyet aldi. Simdi hic istemedigim bir sekilde Real Madrid'e gidiyor, en buyuk sinavi simdi orada basliyor ve bu hirsi ve caliskanligiyla basarili olmama sansinin olmadigini dusunuyorum.

Diger adam ise futbol dunyasinin gordugu en buyuk, en saygi duyulasi oyuncularindan biri. Takimina bagliligi, istikrari, 37 yasinda Sampiyonlar Ligi finalinde gosterdigi performansla herkese profesyonellik dersi vermeye devam ediyor. Gercekten her takima gereken, cok ozel bir oyuncu Zanetti.

Thursday, May 20, 2010

Real Talk

-Amerika'dan kizlar burada, gezdiriyoruz Istanbul'u. Topkapi, Galata, Kapalicarsi falan derken bir daha anladim, DC'ye sokayim, Istanbul gibisi yok.
- Kizlar var ne tv, ne mac seyredebiliyoruz. Efes'e koymusuz ilk mac rahat rahat sevindim, artik taraftar da sahip ciksin su takima yaninda olsunlar. Biliyorum herkes kirgin, tepkili ama o sahada mucadele eden Fenerbahce formalilar bundan daha iyisini hakediyor.
- Sag taraftaki Tanjevic istifa bolumunu Tanjevic iyilesene kadar kaldiriyorum.
- Guiza'yi kadrodan cikarmislar, elimizde patlayacak bu gidisle.
- Karsiyaka yine, yeniden kaybetmis playofflarda, artik yeter her sene ayni. Konyaspor cikmasin lutfen.
- 2 mac sahamizi kapatmislar, Amerika'ya Kadikoy'de mac izleyemeden donecegiz galiba, bari maclardan biri Karabuk ile olmasin da.
- Karabuk, Senecky, Tabata, Angelov, Youla, Yalcin, Mehmet Yozgatli, Ibrahim Kas gibi isimlerle ilgileniyormus. Yozgatli disindakiler is yapar. Bakalim iyi ve mantikli bir transfer anlayisi gozukuyor simdilik, insallah basarili olunur.
-Bugun, Memo'yu gordum adama benzemis sonunda harbi delikanli olmus. Emre Aydin falan dinliyormus, aferin oglum boyle devam. Bir de 11 yasinda bir cocuk bu kadar iyi PES oynamamali, her mac koyuyor.

Wednesday, May 19, 2010

-Aziz Yildirim'dan masallar devam ediyor, az once yaziyi yazmadan once Rustu icin tam dediklerini okumamistim, simdi okudum, buyuk terbiyesizlik ve ayip. Rustu ne olursa olsun yillarca sana hizmet etmis, basarilarinda buyuk katkisi olmus bir adam, ve daha sucu hic bir sekilde kanitlanmamisken bel alti vurup, milyonlarin onunde suclamak anca Aziz Yildirim'a yakisirdi iste.
- Serdar Ozkan transferi kesinlike kotu bir transfer degil, sonucta ilk 11'e alinmiyor, hem sagda hem solda oynar, rotasyon yapar, iyi bir yedek olur, sonucta yetenekli bir oyuncu.
-Mehmet Batdal'i hic izlemedim, ama bir Ozgurcan'dan ne kadar farkli bilemeyecegim.
-Yeni teknik direktor adayim Ersun Yanal, insallah olur, hatta Ersun Yanal-Aykut Kocaman ikilisi tadindan yenmez.
-Senol Gunes'i dinledim bugun cok iyi, efendi bir hoca, cok mantikli, akilli konusuyor, takima da zaten muthis top oynatiyor, bir daha anladim ki Milli Takim'da kendisine cok ama cok ayip ettiler. Karizmatik degilmis guya, Lucescu'yu da "cingene" diye yolladilar, simdi herkes pesinden kosuyor tekrar. Karizmayla takim yonetilse Fatih Terim'e bir talip cikardi di mi?
-Dunya Kupasi geliyor cok heyecanliyim, Favorim Ispanya, plase Almanya.

Padisahim Cok Yasa!

Aloha ne lan?!
Mutullah birseyler yazmis Aziz Yildirim basin toplantisiyla ilgili ama ben de kendi dusuncelerimi yazayim hemen.
Klasik bir Aziz Yildirim konusmasi, kendinde ve yonetiminde hic bir suc bulmayan, problemi baskalarinda, dis etkenlerde arayan anlayis devam ediyor. Goreve geldiginden beri ayni sekilde surdurdugu bu "en iyi ben bilirim", "insaattan da anlarim futboldan da" anlayisinin ise yaramadigini hala anlamamis olmasi sasirtici. Son 5 senede bir tane 70 puanli sampiyonluk gordugu gibi hala en cok Galatasaray sampiyonlugu goren baskan olma ozelligini koruyan Aziz Yildirim, hala nasil sapkayi onune koyup "acaba ben yanlis yapiyor muyum?" diye sormadigini anlayamiyorum. Bu taraftar artik Rustu mac satmis, Melih Gokcek ibnelik yapti vs. dinlemek istemiyor. Taraftar, Aziz Yildirim'in niye 3 yillik sampiyonluk sozunu tutamadigini, niye uc sene once sampiyon olamadi diye gonderilen Daum'u gotu sikisinca geri getirdigini, Aykut Kocaman'in bu takimda ne ise yaradigini, anons skandaliyla ilgili detaylari bilmek istiyor.
Olay, "top uc diregin arasindan girmedi ne yapalim, Aziz Yildirim mi cikip atsaydi golu?" degil. Cok daha derin sorunlar var ve belkide sampiyonluk gelseydi bu sorunlar halinin altina itilecekti, bu takimin futbol subesini kim yonetir, kim transfer yapar. Dikkat edilirse bu sene basaridan basariya kostugumuz amator branslarin sirri, bu isin uzmanlarina birakilmasi ve islerine karisilmamasi. Yani hala goreve geldiginden 12 yil sonra bile Aziz Yildirim Samandira'ya gidiyor, soyunma odasina iniyor, motivasyon konusmasi yapiyorsa, demek ki 12 yildir hic bir mesafe kat edememizdir.
Stad, Fenerium, ekonomik guclenme gibi gercekler tabi ki goz ardi edilemez, zaten Aziz Yildirim'in para kazanma ve yonetme konusunda basarili oldugu asikar, ancak taraftar isin bu kismiyla ilgilenmez, ilgilenmemeli. Taraftar, her sene verdigi kombine, orjinal urun parasinin karsiligini sahada, tabelada, kupa olarak gormek ister. Ve sen bunu son 5 senede sadece 1 kere basarabilmissen, artik istenmezsin, bu kadar basittir.
Ustelik bu basarisizliklar, "zafere giden yolda hersey mubahtir" mantigi izlemesine, federasyonu, kamuoyunu manipule etmeye calismasina, butun rakipleri Fenerbahce'ye dusman etmesine, Mehmet Topuz, Tumer, Emre gibi Fenerbahce geleneklerine, Fenerbahcelilige yakismayan topculari kazandirmasina ragmen gelmesi kendisini daha da antipatik yapmaktadir.
Aziz Yildirim, sen Fenerbahce'nin ruhuyla, gelenekleriyle oynuyorsun, dort sene arayla takima daha once hic bir takimin basina gelmeyen iki tane husran yasatiyorsun, daha once dunyada esi benzeri olmayan bir skandaldan sonra bile gorevinin basinda kalip, daha once dovdurdugun, takimdan gonderdigin kaleciyi sucluyorsun. Daha once diktator dedik, ama ayni zamanda bu kadar yuzsuz oldugunu da bilmiyorduk.
Fenerbahceliler'in burnundan getirdin, artik ne olur git, ama gitmeyecegini biliyorum, 3-5 futbolcuya hesap kesilecek, Daum gidecek, yeni bir gunu kurtarmaya yonelik hoca gelecek, cunku gelecek planlari yapan, Zico gibi sistem kurmaya calisan, basarisiyla onu golgede birakan hoca getirme hatasini bir daha yapmaz Aziz Yildirim. Kolay manipule edebilecegi, soyunma odasina istedigi zaman girebilecegi, sunu oynat, bunu oynatma diyebilecegi bir hoca daha gelecek. Biz de tribunde kahrolmaya, vasifsiz, karaktersiz 2.sinif topcularin alinmasi icin kombine sirasinda, Fenerium'da "Hep destek, Tam destek" diye haykirmaya devam edecegiz.

Padisahim cok yasa!

What's the next move?

Saat sabah kac oldu ama Aziz Yildirim'in basin toplantisi bahane ederek(kime bahane ediyorsam)beklemeye karar verdim. Televizyondan izleme sansim olmadi ama tum transkripti internetten okudum. Cok klasik bir Aziz Yildirim basin toplantisiydi. Futbol takiminin basarisizligi paylastirildi, futbolcular ve yonetime tesekkur edildi, basin ve diger takimlara giydirildi. Sunu Aziz Yildirim ne zaman anlayacak bilmiyorum: Her bu tarz basin toplantisi Fenerbahcelileri bir araya getirirken obur takimlari yakinlastiriyor. Bitmeyen bu donguyu kendisi korukluyor. Bahsettigi 1'e karsi 17 tavrini kendisi de dolayli olarak desteklemis oluyor, farkinda degil.

Ben Cem'e katilmiyorum cunku cok iyi bir Aziz Yildirim taraftariyim. Futbol takiminin basarisizligi beni ne kadar uzse de Fenerbahce Spor Kulubunun geldigi nokta beni gururlandiriyor. Zaten kendisi istifa etse de bir sonraki secimlerde Nihat Ozdemir'in karsisina kimsenin cikacagini zannetmiyorum. Bu saatten sonra Aziz Yildirim kimi gosterirse o secilir (en azindan ilk 3 sene icin). Rustu'nun yedigi gollerin saibeli oldugunu dusunmuyorum cunku O o golleri yiyecek bir kapasitede kaleci oldugundan Avrupa'da tutunamadi.

Ama iste bazen top 3 diregin icine girmiyor. Napacaksin? Onumuzdeki sene Daum ile devam etmeyecekleri anlasildi. Tamam, katilirim. Ama ben hem Lucescu hem de Aykut Kocaman tercihlerine karsiyim. Bence Aziz Yildirim soz verdigi gibi bir sonraki hocayi Aykut Kocaman'a sectirmelidir. Boylece Kocaman'in da yeni hoca uzerinde bir otoritesi olmus olur. Bana mantikli gibi geliyor su an ama Aziz Yildirim bu saatten sonra herseyi kendi yapar bu yaz simdi. O da tehlikeli. Ama Krasic gelirse muthis olur.

Aloha!

P.S. Benim gonlumdeki ismi herkes biliyor: Yilmaz Vural...

Sunday, May 16, 2010

Git Artik!



Biliyoruz sozunun eri bir adam degilsin ama bir kez daha duramadin sozunde ne olur bari bu sefer bir daha donmemek uzere Defol Git!

Yaziklar Olsun

3 sene ust uste sampiyon olacagiz, open takim yaratacagiz palavralari atan Aziz Yildirim ve yonetimi, oynadigi hic bir final macini kazanamayan, oyuna hicbir etkili mudahalede bulunamayan, Gokhan Unal'i Semih'e tercih eden Christoph Daum, sezonun en onemli macinda sus pus oturup en ufak yanlis pasta tepki gosteren seyirci (!), ve en onemlisi o yavsak anonscu, hepinize YAZIKLAR OLSUN.

Yarattiginiz rezilligi gorun simdi, bu rezillikten sonra ne yonetim gorevde kalmali ne teknik kadro ama nerde? Yuz yillik camiayi ne hale getirdiler hala ne bir aciklama var ne birsey, simdi sucluyu taraftar olarak gosterirler, ancak bu skandalda suclu olmayan biri varsa o da stadi yakan, yonetime saldiran, kisaca bu rezillige tepki koyan gercek taraftardir.

P.S. Dunyanin en karaktersiz takimi Besiktas'i unutmayalim bu arada

Thursday, May 13, 2010

Artik Fenerbahce'de



Her ne kadar zerre sevmesem, bir cok politikasini, dusuncesini elestirsem de amator branslara yaptigi yatirimlar icin ve ezeli rakiplerimize sagladigimiz ezici ustunluge ragmen hedefi bariz bir sekilde Avrupa'da kupalar olarak belirleyen Aziz Yildirim'in bu yonunu de takdir etmek ve hakkini vermek gerekir. Sporunda dunyanin acik ara en iyi oyuncusunu Fenerbahce formasiyla gorecek olmak ayri bir gurur.

Wednesday, May 12, 2010

OMFG!

Cem Berk Yolbulan LeBron, Kobe ile takim degistirirse Lakers'in sampiyon olamayacagini iddia etti. Ben Derin ile bu cilgin cocugu ikna edemedim. Malum adam tartismiyor, bagiriyor. You can't get your point through. He won't listen.

Commentlerinizle Cem'in aklini basina getirirseniz memnun olurum.

+++

Konuk blogcu olarak Cem'in ne kadar seviyesiz ve karaktersiz oldugunu bildirmeyi bir borc bilirim.
Mo Williams'in dunyanin en iyi point guardi oldugunu iddia eden Dazaktasi, ligdeki suan 29 point guard arasinda Mo Williams'dan kotu 10 point guard bulamadi ve suan aglamakli konusmalariyla hala ''LeBron ne olum" demeye devam ediyor. Jason Kidd isimli kralin Mo Williams'dan kotu oldugunu iddia eden seviyesiz dusesi yorumlarinizla tehdit etmenizi bekliyorum. (Emre Gungor - Yalin)

Tuesday, May 11, 2010

Rijkaard ve Galatasaray

Alicu'nun Rijkaard'in hocaligina bok atmasindan sonra gerek Rijkaard'i savunayim gerekse Galatasaray'in yapmasi gerekenleri, problemlerini vs. yazayim dedim.
Oncelikle Galatasaray'in kadrosu kesinlikle acik ara Turkiye'nin en kaliteli kadrosudur, sonrasinda da Fenerbahce gelir. Elano, Jo, Keita, Dos Santos, Arda, Baros hucum hatti Turkiye'nin daha once gormedigi bir kalitede ve zenginliktedir. Ancak sorun kadronun geri kalan kisminda ayni zenginligin saglanamamis olmasi, devre arasinda transferlerde bir takim yanlislar yapildi ve rotasyonda dengesizlik olustu ve ustuste puan kayiplari oldu. Ancak buna ragmen rahatlikla soylenebilir ki topa sahipken ligin hala en tehlikeli, yaratici takimi Galatasaray ve bunda da suphesiz Rijkaard'in payi buyuk. Rijkaard'in aklindaki bol pasli, hareketli hucum anlayisi bu sene yavas yavas oturtulmaya calisildi ancak bunun olusmamasini engelleyen Arda ve Caner faktoru vardi. Takiminizda Arda varsa total futbol oynamak mumkun degildir, cunku yer degistirmeyen, hareketsiz, her topu onune degil ayagina isteyip adam eksiltmeye calisan bir adam Arda. Evet cok yetenekli, cok zeki ancak takimi cok yavaslatiyor ve Rijkaard'in oyun stiline uymuyor kesinlikle. Caner de tam tersi hic kafasi calismiyor, hep yanlis tercihler yapiyor ve oyunun akiciligini attigi isabetsiz uzun toplar ve uzaktan sutlarla bozuyor.
Bu noktada da Rijkaard'a destek olunmali ki, transfer doneminde takimin savunmadaki ve defanstaki eksiklerini gidersin ve kafasindaki sistemi oturtsun, cunku Elano, Gio, Baros, Keita gibi hucum oyunculari onun sistemine uygun oyuncular ancak arkasi saglam olmayinca basari gelmiyor iste.
O yuzden ilk olarak yapilmasi gerekenler; Arda, Caner, Servet'ten kurtulunmali. Tabi Gokhan Zan, Ayhan gibi isimlerin zaten gidecegini varsayiyorum. Ve defansa Jo'dan bosalan kontenjanla yabanci bir stoper, ne kadar cok sevilse de artik cok gereksiz olan ve takima uymayan Kewell gonderilerek de saglam, dinamik bir yabanci orta saha alinmali. Tabi yabanci siniri sebebiyle yerli rotasyon oyunculari alinmali, Serdar Ozkan, Eren Gungor, Yekta, Mustafa Pektemek vs. gibi. Bir kaleci sorunu oldugunu dusunmuyorum Galatasaray'in, ozellikle Sampiyonlar Ligi'nde yer almayacagi icin Ufuk ve Aykut ile rahatlikla idare edilebilir.
Alicu ve onun gibi Galatasaray'lilarin unutmasi gereken birsey bugun herkesin hayranlikla izledigi Barcelona'nin asil yaraticisi Rijkaard'dir, o sebeple sabirli olmak da fayda vardir. Skibbe'ye yapilan haksizlik bir daha Rijkaard'a da yapilmamalidir. Alicu, Rijkaard'in bu sene hic bir faydasi olmadigindan bahsederken de Sabri'nin gecirdigi gelismeyi, Emre Colak'in performansini ve zaman zaman gorulen hucum varyasyonlarini unutmamalidir.
Turk futboluna, Super lig'e alismak kolay degildir, bu Rijkaard icin de, yeni oyuncular icin de gecerli, o yuzden destek cikmak gerekir butun galatasaray taraftarlari.

P.S. Alicu, Rijkaard'in aldigi ilk kupada 100 tl'mi alirim blog'da var artik kacisin yok.

Sunday, May 9, 2010

Ankara Notlari

- Serkan nasil Ankaragucu'nde senelerdir kaleci anlamak zor, her mac acayip hatalar, bugun de 2. ve 3. golu hediye etti adeta.
-Mehmet Topuz kendini buldu, iyi topcu zaten. Cok kuvvetli ve saglam, hucuma yardim etmeye boyle devam etmesi lazim.
-Ozer iyi niyetli, cok yetenekli, her mac en cok kosanlardan biri ama daha kuvvetlenmesi lazim.
-Daum yine anlamsiz islere devam ediyor, Alex niye cikar devre arasinda bilmiyorum, gol yesek cok elestirilirdi, ama sansliydi bugun.
-Deivid, Mutullah'tan daha sisman. Ilhan Parlak, Ahmet Tarlan'dan daha kotu forvet. Lugano aslan, Volkan panter.
-Yine herkes agliyor yok sike, yok satis falan diye, Leo Franco'dan baslayarak, Rustu'den devam ederek hepsini satin aldik, bu Aziz'in parasi da bitmiyor.
-Haftaya Trabzon maciyla tribunlere donusumu yapiyorum, sampiyonlugu aliyoruz. Bu dunyayi yakmaya bir hafta kaldi.
- Baroni'den aglaklara gelsin:

Saturday, May 8, 2010

Mothers Day


Tum annelerin Anneler gunu kutlu olsun! Dunya'nin en iyi annesi Kamuran Yolbulan'i olesiye seviyorum. Yagcilikta en ust noktaya da galiba bu post ile ulasmis oldum. Bu arada bu resmi tercih etmemin tek sebebi sagdaki sahis Ahmet'ten (soyadini vermeyecegim, o kendini biliyor) gicik kaptigimi herkesin bilmesini istemem. Hayatimda daha simarik, karaktersiz ve sahtekar birini tanimadim. Stanford Universite'sine olan tum saygim da yok oldu onu mezun ettikleri icin. Kiz arkadasi fena degil ama (8.7/12).

Friday, May 7, 2010

La Lengua de Las Mariposas

Ispanyolca dersim icin izlemem gerekiyordu filmi, dun gece oturdum izledim ve hayatimda beni en cok etkileyen filmlerden biri oldu. Oda arkadasim odada olmasa aglardim yani o derece. Bogazimda birseyler dugumlendi en sonunda.

Ispanyol Ic Savasi'nin baslangicinda geciyor film, masum ve zeki bir cocugun gozunden ic savas, buyumesiyle beraber olgunlasmasi, okuldaki ogretmeninin yardimiyla hayata bakis acisinin degismesi anlatiliyor. Ufak cocuk cok tatli, yasli ogretmen ondan da tatli, zaten filmlerde zavalli yasli adamlar hep cok uzmustur. Oyunculuklar gayet iyi, film akici, sonu etkileyici. Kisaca tavsiye ediyorum, ne yapip edin izleyin.



Ingilizce'ye Butterfly diye cevrilmis, torrent'i, rapidshare link'i falan mevcut internette, rahatca bulabilirsiniz.

Ziraat Kupasi

Dun gece Istanbul'da Kardemir Karabukspor'un sampiyonluk yemegi duzenlenmis. Asbaskan babamin gonderdigi birkac resmi paylasmak zorunda hissetim kendimi. Tanidiklariniz gercek bir kupayla resim cekilince bir baska oluyor tabii. Ne yazik ki koskoca kupa bile Mehmet Emir Yolbulan'in (10) yakisikliligini (edit) gizleyememis. Iste bazi resimler:


Insanin bu cocugun bicepsleri (edit) nerede diye sorasi geliyor. Ve neden kaslarini gizlemis anlamis degilim (edit). Neyse Emenike de biraz apaci cikmis ama herif iyi topcu. Galatasarayli olmasi uzucu ama ne de olsa yonetim onlara birakmaz kendisini. Bu adamlar niye surekli Galatasarayi tutarlar cozemiyorum. Bu aksam bir baska resimle size veda ediyorum:



P.S. Cem'in hayati tehlikede olan Bogdan Tanjevic'in istafisini istemesi Turk insani icin uzucu. Eger elestiriyi bu seviyeye tasiyacaksak vah halimize. Go Tanjevic!

Edit: Ailemden gelen baskilar nedeniyle bazi degisiklikler yapmak zorunda hissetim. Bazi kesimler sakayla karisik sevgi dolu elestirileri kaldiramiyorlar, uzucu.

Thursday, May 6, 2010

Clarification

Yogun istek uzerine blog yazarlari hakkinda bir aciklama yapma geregi duydum. Blogu Duses'in onderliginde beraber actik. Ben Mutu nickname ile yazilarimi kaleme aliyorum. Su ana kadar bir yazi yazdim kendim hakkinda. Yalniz futboldaki basarimi arkadaslarima ve kamuoyuna anlatmak istedigimde egoist ve "megoloman" damgasi yedim. Olsun boyle seyler olur; ne de olsa Yolbulanlar serbest fikir beyani ilkesine dayanarak kurulmus bir blogdur.

Blogun ilk gununden itibaren baslayan yazarlar arasi fikir ayriligi halen devam etmekte. Sevgili kardesimin nasil da Boston Celtics'i destekledigini anlayabilmis degilim. Bu bana Amerikalilarin ben Real Madrid'i tutuyorum demesini hatirlatti. Birak bu isleri lutfen.

Bu yaziyi kaleme alirken izledigim Breaking Bad adli diziyi siddetle tavsiye ediyorum. Konusundan anlamasan da, 'boring' (Turkce karakter olmadigi icin boring yazmayi tercih ediyorum) bulsan da bu dizinin televizyonu bir ust seviyeye tasidigini inkar edemezsin. Ozellikle 3. sezonun son iki bolumunun senaryolari ve yonetmenlikleri enfesti. Zamanim olsaydi baska bir diziden daha bahsetmek isterdim ama simdilik sadece adini yazmakla yetinecegim: Party Down.

PEACE AND LOVE

Son Viraj

Kupayi alamadik yine, artik koymuyor fazla, nasil oluyor anlamiyorum, 3 gun once muthis bir futbol oynayip, bir cok pozisyona girip, butun mac Eskisehir'e pozisyon vermedik. Kupa finali geliyor, pozisyonumuz yok, daha kotusu mucadele yok, istek yok. Galatasaray' in Kadikoy fobisi gibi oldu bizim kupa fobimiz.
Kupa hic onemli degil de, ligde ikinci bir 14 mayis travmasini kaldirmaz bu bunye. Ve korkmuyor da degilim, Ankaragucu'nden degil de Trabzonspor'dan daha cok korkuyorum, hele Kadikoy'de sampiyonluk kacarsa cok yikici olur bu sefer, kendime de gelemem uzun bir sure. Ve basimizda daum gibi final maclari oynama ozurlusu bir adam oldugunu dusundukce de korkularim iyice artiyor. Ama sazi eline almis kaptani gordukce de icim biraz olsun rahatliyor.

Gerci icimden baska bir ses de Besiktas, son hafta Bursa'ya kesin yaslar merak etme diyor. Ama sampiyonlugun kacmasi da Daum'dan kurtulmamiz icin bir bahane olur, cok da kotu olmaz o anlamda.

Playofflar

Celtics 2. macta cocugu koydu, sevindirdi bizi, su lebron'u bir eleseler de iyice keyiflensek. Seri 7 maca gidecek gibi, 7. macta boston koysa super olur. lakers isi bitirdi sayilir zaten fazla uzamaz daha o seri 5 macta biter. Fesenko'dan daha kotu bir basketbolcu ben izlemedim hayatimda, koy semih erden'i daha iyi oynamazsa bir bok bilmiyorum ben. Deron ve Boozer elinden geleni yapiyo da yetmez Kobe'yi yenmeye, adam isteyince tek basina mac aliyor. San Antonio da yensin istiyorum Tim Duncan, Ginobili falan iyi, sempatik topcular. Orlando-Atlanta serisi tecavuz olur zaten, bir sonraki seride de gelen takima koyar, Lakers'a rakip olurlar.

Bu arada, Pau Gasol da cok gicik ama cok iyi topcu. Bu Bynum'da da is var, olacak bu cocuk.

Wednesday, May 5, 2010

Best Goalie Award

Yukaridaki resimde goruldugu gibi Dunya Kupasinin en iyi kalecisi secildim bu somestr. Takimim: Team Blazers bana kalede ihtiyac duydugundan gol atma basarisi gosteremedim. Ancak mac basina 15.3 kurtaris ile en yakin rakibime 3 kurtaris fark attim. Turnuvanin duzenleyicisi Shomari Kee performansimi soyle degerlendirdi: "When I first watched this kid play I knew he was gonna get the award.His team didn't make it to play-offs and he had a lot of work to do." Ayni zamanda Dunya Kupasi finalinde Portekiz'e yenilen Hindistan'in iki oyuncu MVP odullerini aldilar. Mavi sortlu insan 5 macta 16 gol, 18 asist ile oynadi.

Odulum ilk gun kirildi.

Hadi hayirlisi

Hadi bakalim mutullah'la bi gaza gelip blog acalim dedik. DC hayatini, Fenerbahce'yi, futbolu falan filan birseyler karalariz artik aklimiza geldikce. Ilham kaynagimiz olan komutan'a sonsuz tesekkurler, bu isi en iyisinden ogrendik insallah onun kadar basarili bir blog hayatimiz olur.