Önce kesinlikle Milli Takım'dan başlıycam, ama ortadaki problemin futbolla alakası olmadığını ve ülkenin her alanına yayılmış daha geniş çaplı bir problem olduğunu anlatmak için. Artık bu ülkeden ve içinde yaşayan mentaliteden o kadar soğudumki Uganda'ya falan taşınmak istiyorum. İlk olanakta terk etmek istiyorum. Neyse o kadarını beni tanıyan herkes biliyo zaten, uzatnmaya gerek yok. Şimdi önce bi Gürcan Bilgiç alıntısı: "Ben; Hiddink'in bu kadro kalitesine fazla olduğu fikrindeyim ayrıca.3-0'lık maç öncesinde rakip takımın nasıl hücum ettiğini, oyuncularının özelliklerini, duran toplardaki adam paylaşımını en az 10 defa her futbolcusuna anlattığını ifade ediyor Hiddink. Eğer bunu anlamayacak ve bu rakiplere karşı kalitesini belli demeyecek bir kadromuz varsa Hiddink'in burada ne işi var?" Adam o kadar güzel söylemiş ki benim anlatmama gerek kalmamış. Aklınıza Corluka'nın attığı golü getirin, hatta gerekirse tekrar izleyin. Corluka arkadan öne doğru koşuyor, Burak Yılmaz efendi adamın takip etmeyi bırak izlemiyor bile. Bu adam anca CSKA'ya gider. Bizim en formda adamımızın futbol bilgisi bu kadar çünkü. Sadece top sektirmeyi ve koşmayı öğretmiş Abdullah Avcı ve ekürisi gerizekalılar. Ondan sonra herkes Hiddink gitsin şu gelsin bu gelsin. Kimi kandırıyosunuz siz? Bu filmi kaç kere izledik, yeter be.
Evet bizim sikko ülkemizde futbol oynanmıyor. Futbolu Alex, Ernst, Ujfalusi falan oynuyor bizimkiler de aynı sahada halı saha maçı yapıyorlar. Arda top ayağına gelince 100 dakikada çizgiye inip kıçı kırık orta yapsın bizde o tempoda anlamsız yersiz tamamen popülist bir tezahürat yapalım. Ameleyiz çünkü, eğitimsiziz ama taraftara, Rıdvan'a sorarsan Hırvatlar hiçbirşey oynamadı, bizi uyuttu biz kötüyüz. Kendimizi ne bok zannediyoruz? Böyle bir küstahlık ve iyiyi görememe ancak faşist ve milliyetçi toplumlarda olur. Çünkü en iyi aslında biziz ve dünya'da herşey bizim etrafımızda dönüyor. Hiçkimse çıkıp da adamlar bizi iyi çalışmış, önde bastılar, yakın oynayıp bizi kenarlara götürdüler. Enfes bir pozisyon oyunu oynadılar, bana Mourinho takımlarını hatırlattı. Ama yok adamlar çalım atıp gereksiz sansasyonel hareketler yapmadıkları için bizi uyuttular, aslında biz kötüyüz yoksa 10-0 yeneriz. Ya en son biz kimi rahat yendik?? Kazakistan'a yeniliyodu bu takım. Azerbaycan rezaletini unutmadık daha. Ama her rezaletten sonra yorumları bir hatırlayın:
Bu da Serdar Ali Çelikler'den : "Belli başlı tabulaştırılmış yalanlarımız var...
"Dünyayı gezdim, dünyanın en güzel şehri İstanbul" cümlesi mesela.
"Böyle taraftar görmedim" mesela.
"Türkiye'de insanlar futbola aşık" mesela.
"Türk insanı milliyetçidir" mesela.
"Biz olmadan uluslararası turnuvaların keyfi olmuyor" mesela.
"Türkiye'nin bu turnuvaya katılımını UEFA da istiyor" mesela.
"Ay-Yıldız herşeyin üstündedir" mesela.
"Tekniğimiz çok iyi ama fiziğimiz zayıf" mesela.
"Çok çok iyi oyuncularımız var ama hoca yok" mesela..."
Kendisi de tespiti milliyetçilik kompleksleri olarak yapmış.(futbol yorumları end) Zaten bi ülkede Atatürk ile kötü bir espri bile yapılamıyorsa ortada bir problem var. Tayyip'e uygun bir eleştiri yaparsın kapıcı "söyleme öyle allah çarpar" der, yerinde ve komik bir Atatürk esprisi yaparsın "sen benim yanımda nası böyle bişey dersin" daha nice örnekleri yapılabilir. Eğitimsiziz! Ben de herşeyi bilmiyorum ama şüphe duyuyorum yeni bilgileri sorguluyorum çünkü öğrendikçe aslında ne kadar yetersiz olduğumu ve dünyanın ne kadar büyük olduğunu görüyorum...[devamı az sonra]
No comments:
Post a Comment